Merdiven Art Space
Skip to main content
  • Menu
  • Home
  • Exhibitions
  • Blog
  • Publications
  • Artists
  • Press
  • Video
  • Events
  • Team
  • Contact
  • EN
  • TR
Instagram, opens in a new tab.
Instagram, opens in a new tab.
Menu
  • EN
  • TR

Yeryüzünün Sesi: Lütfi Özden, Curator: Ferhat Özgür

Past exhibition
7 March - 18 April 2025
  • Overview
  • Installation Views
  • Events
  • Press release
Yeryüzünün Sesi, Lütfi Özden, Curator: Ferhat Özgür

"Yeryüzünün Sesi”
LÜTFİ ÖZDEN

07.03.2025 – 18.04.2025

 

 

“Yeryüzünün Sesi” Sergisi Üzerine

 

Uzunca bir süredir kendisinin işliklev adını verdiği mekânda üretimlerini sürdüren Lütfi Özden’in “Yeryüzünün Sesi” adlı sergisi, ses ve imge arasındaki ilişkileri yorumlayan ekolojik bir farkındalık çağrısı. İşlik ev, sayıları yüzü aşan ve çoğu patentli özgün  müzik aleti ve ses düzeneği  tasarımlarının yanı sıra, çizimleri, resimleri, mikrofonları, mikserleri, ses pedallarını, talaş ve budak gibi üretim süreçlerinin organik tanıkları olan her türlü atık ve fazlalıkları da barındırmasıyla doğa ve teknolojinin harmanlandığı üretken bir mekan. 

 

Özden “yeryüzünün sesi” başlığını seçerken, sese dayalı üretimlerinin ses potansiyellerini yeryüzünün çoklu ve değişken yapısına yönelik bir metafor olarak ilişkilendiriyor. O yüzden, işliklevin paydaşları arasında köknar, ekşi kara dut, kayın, ladin, kayısı, dut, şimşir, fındık, akçaağaç, kiraz, zeytin, Hindistan cevizi ve maun ağacı, deri, demir, taş, dört yüz milyon yaşında bir fosil, çelik, beton gibi doğal ve buluntu öğeleri içeren seçilmiş bir kaynakça var. Özden için yeryüzü olgusu havaya, suya, toprağa ve bitkiye temas ettiği kadar insanı da kapsayan bir genişliğe sahip. 

 

Doğa, ses, melodi, yankı, tını, gürültü ve mekân arasındaki dinamik ilişkileri keşfetmeye odaklanan sergide ses öğesi kimi zaman kaotik bir etkileşim kimi zaman da bir doğaçlama alanı olarak karşımıza çıkıyor. Özden, sesi sadece işitsel bir öğe olarak kabullenmekten ziyade onu bir forma dönüştürerek görsel ve işitsel dünyalar arasında yeni diyaloglar kuruyor. Mekân ise bu diyaloğa ev sahipliği yapan, sesin yankılandığı ve dönüştüğü bir alan olarak kuruluyor.

 

Kandinsky “Sanatta Zihinsellik Üzerine” (1912) adlı kitabında bize sesi görmeyi rengi de duymayı öneriyordu. Özden’in ahşap kasalar üzerine uyguladığı ve minimal izlenimler bırakan doğaçlamalarını da bu anlamda seslerin çizgisel ve lekesel karşılıkları olarak algılamak gerek. Özden yeryüzünün organik potansiyel verilerinden hareket ederek sanat- zanaat, tasarım ve işlev arasındaki ilişkileri farklı düzlemlerde sorguluyor. Üçlü ve beşli akor düzenine sahip ses aletleri elektronik pedallardaki gecikme ve yankı (Delay ve reverb) eklentileriyle, ton değişimlerine maruz bırakılıyor ve böylece ortaya, maddenin mevcut ses potansiyelinin sınırlarını zorlayan bir deneysellik çıkıyor. Burada seslerdeki tonal bozulma ile ekolojik bozulma arasında dolaylı bir eleştirellik de söz konusu. Enstrümanlardan çıkan sesler ne kadar zorlamasız ve kendiliğindense yüzeye düşen öğeler de o oranda yalın ve doğal. Öte yandan, enstrümanlara dokunma izni vermesiyle Özden izleyiciyi temas ve birlikteliğin önemini fark etmeye davet ediyor. Bu yaklaşım aynı zamanda Özden’in sesi yapısal ve düşünsel anlamda sorgulama aşamasında gündemine aldığı rezonans kavramını gösterir. Rezonans işliklev ses aletleri aracılığı ile izleyici- katılımcı ile birlikte tamamlama ve bozma düşüncesine odaklanmaktadır. Zaman zaman rahatsız eden zaman zaman sakinleşen ortamın belirleyici öznesi olan izleyici ile bir arada seslenmeler; insanın ekosistemde yarattığı bozulmalara gönderme yapar. 

 

Lütfi Özden tasarımla bütünleşen yalın nesneleri, mekânın statik yapısına sesi de ekleyerek onu dinamik bir deneyime dahil ediyor, bu bağlamda, yeryüzünün gürültüsünü birer sessel veri olarak kabul ederek insan merkezci bakışı açısını sorguluyor. Sergideki nesne-heykeller ve nesne-resimler bozulan kent dokusuna, endüstriyel tahribata yönelik duyarlığın işaretleri olarak algılanmalı. Gerek rastlantısal ve atonal gerekse belli bir armoniye dayanan ses düzenekleri yoluyla izleyiciyi hem fiziksel hem de metaforik bir yolculuğa çıkaran bu tasarımlar izleyiciyi "duymak" ve "hissetmek" arasındaki ince bir çizgide tutuyor. Mekân da artık sergilemenin pasif bir taşıyıcısı değil, farklı ağaç türlerinin kokularının da duyumsandığı ve sesle etkileşen ve dönüşen bir fikirler platformuna evriliyor. 

 

Ferhat ÖZGÜR / Şubat 2025

Download Press Release

Related artists

  • Lütfi Özden

    Lütfi Özden

  • Ferhat Özgür

    Ferhat Özgür

Back to exhibitions
Manage cookies
Copyright © 2025 Merdiven Art Space
Site by Artlogic
Instagram, opens in a new tab.
Twitter-x, opens in a new tab.
Youtube, opens in a new tab.
LinkedIn, opens in a new tab.
Send an email
Join the mailing list

This website uses cookies
This site uses cookies to help make it more useful to you. Please contact us to find out more about our Cookie Policy.

Manage cookies
Accept

Cookie preferences

Sitemizin kullanmasına izin verdiğiniz çerez kategorilerini işaretleyin.

Cookie options
Required for the website to function and cannot be disabled.
Improve your experience on the website by storing choices you make about how it should function.
Allow us to collect anonymous usage data in order to improve the experience on our website.
Allow us to identify our visitors so that we can offer personalised, targeted marketing.
Save preferences