Defne Parman, çalışmalarında kırılganlık, yaralanabilirlik konularına sıklıkla yer verir. 
Hassas malzemeler üzerinde çalışır, incecik kağıtlar, pamuk, gazete sayfaları bunlardan bazılarıdır. Uzun soluklu çalışmalarında, kırmamaya, bozmamaya dikkat ederken ürettikleri ile bize sosyo - politik mesajlar sunar. “Pansuman”adlı duvar yerleştirmesinde, evi, oturma odasını anımsatan bir duvarda çerçeveli resimler asılmıştır. Gazete haberlerine müdahalelerle oluşturulmuş bu gazete- kolajlarda imgelerin bazı alanlarının kesilip sargı bezi ile kapatıldığını görüyoruz. Yürüyüşler, eylemler, direnenler, insan hakları ve hayvan haklarına dair haberleri, sanatçı seçili alanlar yaratıp onlara sargı bezleri ile müdahale ederek gösteriyor. Kırıldığımız yerleri gösterircesine etki yaratan bu çalışma, pansuman başlığı ile ilişkilendiğinde, tamir etme, iyileştirme çabasını düşündürtüyor. 
“Örtü” çalışması ise; danteli yapıbozuma uğratıp, gazete haberlerindeki kadına ve hayvana şiddet içeren görselleri, kağıdı tığ ile delerek kırılgan bir örtü yaratıyor. Örtü kadın dünyasına büyük bir emekle işlenen dantellere referans veriyor. Bu kez karşımızdaki örtü kağıda açılmış deliklerden oluşuyor yine çok emekle yapılmış ama gelenekseli tersine çevirmiş bir anlayışla, güzelin değil gerçeğin yapısını kurmaya çabalıyor. Pamuktan; sade yapısına rağmen, yoğun çağrışımlarla dolu bir çalışma. Bir örtü mü, bir yorganın içinden mi çıkmış, yoksa özel olarak mı üretilmiş? Oldukça tuhaf olan bu parça bir şeyin özünü mü yansıtıyor. Pamuğun yumuşaklığı, beyazlığı bir şefkat, sarıp sarmalanma hikayesinin parçası olabilir mi? Cevabı olmayan sorular ve bir nesne -pamuk ile karşı karşıyayız. Tek başına sergide yer alan“Yaprak” çalışmasında ise, tekilliğe ayrılmış bir konumla tüm yaralananların bir sembolü gibi karşımıza dikiliyor.