Kategoriler
Geçmiş Genel Sergiler

BAŞLANGIÇTA GÖZ KAMAŞTIRAN GECE | BERAT IŞIK & SARKIS

21.12.2018 – 26.01.2019

 

Merdiven Art Space, 21 Aralık – 26 Ocak tarihleri arasında, farklı kuşaktan iki değerli güncel sanatçının işbirliğine evsahipliği yapıyor. Berat Işık’ın daveti üzerine Sarkis’in katılımıyla gerçekleşen “Başlangıçta Göz Kamaştıran Gece” başlıklı sergi, yılın en uzun gecesinde izleyiciye kapılarını açıyor.

Sosyopolitik ağırlıklı çalışmalarıyla bilinen Berat Işık; bu sergide Jose Saramago’nun “Körlük” isimli kitabından aldığı referansla yola çıkıyor. Üretim pratiğinde; videodan fotoğrafa, enstalasyondan heykele çeşitli medyumlara yer veren sanatçı; “Göz Kamaştıran” başlıklı duvar yerleştirmesinde, mekânı domine eden ışık kaynağına sembolik bir anlam yüklüyor. Kitsch bir estetiğin ürünü olan altın renkli çerçevenin içine, 54 adet çakar lambadan oluşan bir pano yerleştiren sanatçı; eserin tam ortasında göz alıcı bir parlaklıkta yanıp sönen flaşlarla, çerçevenin belirlediği resimsel sınırı ihlal ediyor. Makam araçları ve askeri bölgelerdeki uyarı lambalarıyla zihnimize kazınmış olan çakarlar, işin merkezine oturarak maruz kalınan körlüğe işaret ediyor. Göz kamaştıran bu beyaz ışık; metaforik açıdan iktidar, güç ve sistem araçlarına karşı geliştirilen toplumsal körlüğün bir simülasyonunu sunuyor. İş henüz üretim aşamasındayken Berat Işık’ın kavramsal çerçeveyi daha da güçlendirecek bir heyecanla davet ettiği Sarkis ise 1997 tarihli “Au Commencement la Nuit” (Baslangıçta Gece) videosuyla sergiye dahil oluyor.

Işık’ın -görünen ya da görünmeyen- herhangi bir şekilde Sarkis’i kurguya ortak etme fikri, her katmanda birbirini sarmalayan ve derinleştikçe mekânı zapteden bütünsel bir yapıyı inşa ediyor. Karanlık ve aydınlık kavramları arasındaki zıtlıktan beslenerek kimi zaman yük kimi zaman kalkan olmak üzere odayı dolduran görüntü ve sesler; izleyiciyi, yüzleşilmeyi bekleyen geçmişle başbaşa bırakıyor. Malevich’in “Beyaz Üzerine Beyaz” resmiyle modernizmin sınırlarını zorladığı dönemden bugüne uzanan eşdeğer bir okuma imkânı sunması da serginin sanat tarihsel referansını pekiştiriyor. Böylece mekân, gerek görsel dil gerek düşünsel altyapı bakımından kusursuz bir diyaloğa geçen iki eserin göz kamaştırıcı gösterisine sahne oluyor.

  

Bir cevap yazın